13 Eylül 2012 Perşembe

KISMEN ÖZGÜR...

Sorunlarımız çığ olmuş vatandaş ise suskun, tepkisiz veya korkudan ne yapacağını bilmiyor! Türkiye Şehitlerine ağlıyor! Kimi sessiz tepkili, kimisi ise bayrağını alıp sahiplenmeye çalışıyor. Popiler kültür denilen illet sarmış ülkemizi. Medya verilen görevi layığı ile yapıyor ve günleri lay lay lom’la geçiştiriyor. Ülkemiz kaynıyor! Korku sarmış insanları ‘bana dokunmayan bin yaşasın’ diyerek perde aralığından izler olmuş olanları! Afyon’da ki patlama halen muamma! Şehitlerimizin cenaze törenleri yapıldı mı bileniniz var mı? Ailelerin feryatlarını duyanınız var mı? Evlatlarının paramparça olduğunu bilmek ne kadar acı değil mi? Bunun sorumluları kimse ortaya çıkmalı elbette! Lakin, kelime kalabalığı yapılmadan iktidarı ve muhalefeti birbirlerini suçlayıcı ifadeler yerine bir an evvel olay aydınlatılmalı ve acılı ailelerin yaraları sarılmalıdır. Yeter artık! Bu çocuklar bir bir hayattan koparılıyor neden? Bunun vebali çok ağır! Şunun da bilincindeyiz elbette; hainler terörü bilinçli tırmandırıyor ki, ‘yeter artık masaya oturulsun’ denilmesini bekliyorlar. Yok öyle bir şey! İlkönce mecliste ki uzantıları ile ilgili gereken yapılmalıdır. Feryat figan edecekler, etsinler! Bu kadar gencecik insanların hayatlarını neden ve niçin yok ettiniz diye sormak lazım? İnsanımız yoksulluktan inim inim inlerken Suriyeli mültecilerin yemek listesi yayınladı. Şok olmamak elde değil! Türkiye’ye gelen Angelina Jolie, ''Türk hükümeti büyük cömertlik göstererek bu olağanüstü kampı kurmuş. Türk hükümetine bu konuda minnettarım. Bu örneğin büyük bir cömertliği gösterdiğinin farkındayım. Suriye halkı bu cömertliği hak ediyor. Gerçekten çok etkileyici” demiş. Tamam, gerekli özen gösterilsin de birazcık da kendi vatandaşımıza ve askerlerimize gösterilse bu özen ve cömertlik! Kime göre, neyi kim hak ediyor bunu sormak lazım! İnsan hakları ve demokrasi vatanına, bayrağına sahip çıkan Türk Ulusuna gelince mi olmuyor? Ayrıca demokrasi havariliğine soyunan Amerika, neden PKK terörü ile ilgili gerekenin yapılmasına izin vermiyor? Ya da Türkiye Amerika’nın eyaleti oldu da bizim mi haberimiz yok! Ayrıca; Amerikalıların biri gidiyor, biri geliyor nedir bunlarda ki Türkiye merakı! Suriye belasını başımıza saran Amerika ile olan ilişkilerimiz gizli tutuluyor. Hatay kampında olan Suriyeli muhaliflerin kontrolü amacıyla yapılan bu ziyaretler ile ilgili bir açıklama yapılmadığı gibi oralar da neler olup bitiyor sır gibi saklanıyor! Kanayan bir yara olan PKK terörü ile Suriye meselesi birleştirince ülkemiz de çıkılmaz bir hal aldı. Kapalı kapılar ardında nelerin pazarlığı yapılıyor? Kendi iç sorunları ile uğraşan muhalefet ise yetersiz! Sanki tek partili sistem de yaşıyoruz! Freedom House adlı örgüt; “Dünyada Özgürlük 2011” raporunda 1193 ülke’de yaptığı araştırma da, “özgür”, “kısmen özgür” ve “özgür” olmayan kategorileri altında üçe ayrılmış ve Türkiye, bu raporda “kısmen özgür” ülkeler kategorisinde yer alabilmiş.(Bianet.org) Kısmen özgür bir ülke de demokrasi ve adaletten söz edilebilir mi? SON SÖZÜM: Türk Ulusu ülke bütünlüğünden asla vazgeçmeyecektir. 13.09.2012

7 Eylül 2012 Cuma

Değinmeyelim!

Ülkemiz mahşer yeri, her yer kan kokuyor. Yetkililerce yapılan açıklamalar ise inandırıcı değil, nerdeyse ‘olağan bunlar, ne feryat figan ediyorsunuz’ niteliğinde! Doğu, güney doğudan gelen şehit haberleri derken, Afyon’da ki TSK’nın mühimmat deposunda ki patlama sonucu 25 askerimizin şehit haberi yüreklerimize ateş düşürdü. Bu bir facia! Korkunç! Ulusal Kurtuluş savaşında önemli bir yeri olan Afyonkarahisar bugün kan gölüne döndü. Bu patlama şüphelerle dolu! Hele hele şehitlerimizin tane olarak anılması ne kadar incitici değil mi? Günlük sorunlarını unutan insanlar kaygı ve endişe içinde. Arap baharının sonucu sanki ülkemizin üzerinde estirilmeye başlandı ve bilerek psikolojik savaşla halkın umutlarının yitirilmesi isteniyor! Hiç değinmeyelim! Ülkenin ekonomik durumuna. Değinmeyelim! Vatandaşın geçim derdine. Değinmeyelim, Lozan’da yapılamayanın bu gün savaşsız bir şekilde ülkemiz topraklarının bir bir yabancılara nasıl peşkeş çekildiğine! Olmayan Kürt sorunu ve demokratik açılım safsatasıyla hortlatılan PKK illetinin hain emelleri varken, değinmeyelim işçinin, memurun, çiftçinin haline! Değinmeyelim! Ülkemiz çocuklarının geleceğinin eğitim sistemi ile nasıl yok edildiğine. Değinmeyelim! Ulusal değerlerimizin nasıl yok edildiğine. Değinmeyelim! Adalet bekleyen insanlarımıza. Değinmeyelim! Ordumuzun son haline. Değinmeyelim! Rektör atamalarına. Değinmeyelim! Siyasetin nasıl kokuşmuş hale getirildiğine. Vs.vs….. Değinelim! ülkemizin son günlerde en çok milli birlik ve beraberliğin sağlanmasına ihtiyacı olduğuna. Evet, maalesef bu gün basiretsiz ve çözüm üretemeyen siyaset yüzünden ülkemiz bu hale geldi. Mecliste terör örgütü PKK’nın yan kuruluşu olan bir parti üyelerinin yaptıkları insanın canını acıtıyor. Kürt şovenizm’inin bu hareketi, karışıklık ve insanların mezhepsel ve ırksal ayrışmasına zemin hazırlar. Demokrasinin nimetlerinden hainlerin faydalanması ve bu güne kadar onlara verilen tolerans toplumun gerilmesine ve belki de önüne geçilmeyecek olayları yaratır. Benim anlamadığım ise! Nasıl olurda koskocaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti terör örgütünü yok edemez? Türk Ulusu çözüm istiyor! ÇÖZÜM; Komşularımız için demokrasi havariliğinden çıkarak, kendi iç sorunumuz olan PKK’nın yok edilmesi, ancak istikrarlı, ciddi adımlarla ordumuz tek yetkili kılınarak, güçlü donanımla yani ordunun güçlendirilmesiyle olur. Türk milleti; vatanına, bayrağına ve ulusal bütünlüğüne sahip çıkan her kim olursa olsun (şimdi ki tek sorumluluk iktidar ve bütün siyasilere düşüyor) bağrına basacak ve şanlı Türk tarihinde yerini alacaktır. SON SÖZÜM: Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır. 07.09.2012

25 Ağustos 2012 Cumartesi

KÜRT ŞOVENİZMİ!

Ülkemizde arka arkaya acı kayıplar yaşanırken, siyasi irade olarak bilinen yetkililerin açıklamaları tamamen insanı rencide edici ve hırpalayıcı! Vatandaş adeta şok edilmiş vaziyette ölümleri nerdeyse kanıksamış durumda! Ateş düştüğü yeri yakıyor ve ağıtlardan başka yapacağı bir şey yok ailelerin. 2010 yılında Irak’ta Kürt devleti kurulmasının ardından PKK, Kürt açılımı sayesinde 30 yıllık ihanet tarihinin en güçlü anlarını yaşıyor. Suriye ile olan sorun da bunları tetikler vaziyette! PKK’nın yaptığı eylemler, açıkça ülkede güven bunalımı yaratarak halk arasında infial yaratmaktır. PKK’nın uzantısı olan BDP kendi hedef ve amaçlarını gerçekleştirmek için Türkiye’de bir iç savaş ortamı yaratmaya çalışmaktadır. BDP’li vekillerin teröristlerle sarmaş dolaş objektiflere poz vermeleri açıkça terör örgütü’ne destek verdiklerini göstermektedir ki ‘biz başarıya doğru gidiyoruz’ niteliğindedir. Bu hareket Kürt şovenizmi değil de nedir? Şovenizm, herhangi bir şeye olan aşırı, nedenli veya nedensiz oluşan bağlılıktır. Sıklıkla karşı gruba olan nefret ve kötü niyet duygularını da beraberinde getirir. Kürtlerin Türkleri düşman görmeleri Türk şovenizmini yaratır ve ülkenin kaosa sürüklenmesine sebep olur. Şovenizm sadece kitle kıyımlarının ve toplu mezarların yol açıcısıdır. İşte bizim için terörden bile tehlikeli bir durum budur. Kürt milliyetçiliğini hortlatan mecliste olan, bölücülüğe hizmet ederek ekmek yediği, belki hayallerinde bile göremeyecekleri Türk Ulusunun temsil yerine gelen ve bizlerin yani Türk Ulusunun vergileri ile (kim vatana ihanet ediyorsa haram olsun) beslenen bu kişiler ülkemize ve masum olan Kürt halkına en büyük zarar verdiklerini unutmasınlar! Toplum olarak canımız acıyor! Feryatlar dağları deliyor. Birileri ise kanla besleniyor. Etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun verilen şehitler bu ülkenin evlatları, ağlayan analar-babalar bu ülkenin vatandaşı! Fakat bazı şeyleri belirtmeden geçemeyeceğim; -Yok öyle sadece taziye bildirmek! Sadece bu toprağın gariban insanları vatani görevini yapacak yok öyle bir şey! Kim hangi makam ve mevki de olursa olsun, dünya kadar malı da olsa vatandaşlık görevini yapmalıdır. Askerlik görevinden paralı olanlar kaçamaz. Bu, sosyal devlet ve sosyal adalete aykırıdır. Hele onlarda gariban Mehmetlerin yanına bir gönderilsin bakalım terörün bitirilmesi için nasıl çaba harcanacak. -Karar mekanizmalarında olanlar, konuşulacak kelimelerini dikkatle seçmelidirler ki insanlar incinmesin! Güvensizlik ortamı toplumu uçuruma doğru sürükler. -Neredeyse herkes terör uzmanı oldu çıktı ama vatandaşın çığlığını duyan yok! -Terörün bitirilmesi isteniyor ama geçmişte yapılan hatalarla bu düzeye gelen terör, taviz verilmeden güçlü bir iradeyle ve terörle mücadelede uzman kadroların tam teçhizat ve yetkiyle donatılarak yok edilebilir. İşte o zaman bu halk iktidarın sonuna kadar yanında olur. SON SÖZÜM: Bu ülke kolay kurulmadı. Kardeşçe yaşamak varken nedir bu ayrım? Emperyalizmin oyununa gelmeyelim…. 25.08.2012 Nermin AYDINLI

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Yok öyle bir şey!

Ülkemizde neler oluyor hep bunu soruyoruz? Gündem hızla değişiyor ve bizlerde olup biteni takip de zorlanıyoruz. Balık hafızalı demeyelim de olanları çok çabuk unutma gibi bir özelliğimiz var diyelim! Suç kimin? Bizlerin mi, yoksa gündemi meşgul edenlerin mi? Her neyse öyle veya böyle günler geçip gidiyor. Kimi olanlara tepki veriyoruz, kimisini de öyle doğal karşılıyoruz ki bazen şaşırmamak elde değil? Bir bir şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor, feryatlar dağları deliyor, rutin taziyeler ve söylemlerin sonunda ateş düştüğü yeri yakıyor! Vatan uğruna kara toprağa düşmüş gencecik insanların hayat hikayeleri ise yürekleri dağlıyor! Yaşamakla yaşamamak arasında olan bu yaşamların arkasında bırakılan sadece yoksulluk ve ölüm! Minnet duyulması gerekirken, en yetkili ağızdan ‘3-5 Mehmet öldü’ diye çok basite indirgenmesi ise hakikaten akıllara ziyan değil de nedir sizce? Hem ölüm basitleştirilecek, hem de yaşamlarının baharında vatanı için gözünü kırpmayan Mehmetçiklerimiz neredeyse çapulcularla aynı kefeye konulacak. Acıları ile baş başa kalan insanların yürekleri bir kez daha dağlandı! Yırtık ayakkabı, teneke ev sadece ölüm onlara mı sorarım size? Neden villalardan, köşklerden ağıtlar yükselmiyor. Yok öyle bir şey! Yaşanamayan bu hayatların arkasında zevki sefada yaşanacak, sonra 3-5 diye basitçe geçiştirilecek! Yok öyle bir şey! Gönderin sizler de evlatlarınızı da 3-5 Mehmetlerin arasına o zaman bu sözler söylenebilecek mi sorarım size? Yok öyle bir şey! Daha 16’sında çocukken çocukları ile baraka da yaşamaya çalışacak ve acılarına saygı duyulmayarak 3-5 Mehmet denecek yok öyle bir şey! Her şey o kadar basit değil! Kim ne olursa olsun herkes ağzından çıkanı tartıp, biçerek konuşmalıdır. Çünkü akil kişilerce söylenecek her bir söz toplumu ilgilendirir. Toplumsal bir sorun olan terör bu kadar basit görülemez. Çözümünü halk bekler. Sizlerden istenen sadece halkın sorunlarına çare bulmaktır. Sizlerden isteğimiz; Ordumuz daha fazla yıpratılmadan, ülke savunmasında tam yetkili kılınarak, iktidarıyla, muhalefetiyle insanları germeden ülkemize biran evvel huzur ve barışın gelmesidir. 14.08.2012